ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

MİHALGAZİ

ESKİŞEHİR İLİ MİHALGAZİ İLÇESİ
MİHALGAZİ İLÇE TANITIM
mihalgazi
eskişehir mihalgazi
mihalgazi eskişehir
İLÇEMİZİN TARİHİ VE COĞRAFİ YAPISI
 Yörede ne zamandan beri yerleşik hayata geçildiği bilinmemekle beraber, gerek tarih öncesinde, gerekse tarihi devirlerde çeşitli uygarlıkların etkisi altında kaldığı bilinmektedir.
 Eskişehir çevresinde yapılan prehistorik araştırmalar , bölgede paleolitik (Eskitaş) döneminde yerleşmeler olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bizanslılar döneminde İlçemizin yer aldığı Orta Sakarya Vadisinin etkin olarak yerleşilen yerlerden olduğu bilinmektedir. Nitekim yörenin Bizanslılardan beri yerleşim yeri olduğu, çeşitli kesimlerinde bulunan ve günümüze kadar erişebilen bazı tarihi kalıntılardan (Kale kalıntıları .taş ambar ,su yolları.mezarlar
,küpler ve süs eşyaları) anlaşılmaktadır. Selçuklular döneminde merkezi Eskişehir olan Sultanönü Sancağına bağlı olan yöredeki Sakarya nehri boyundaki köylerin tamamı 1466 daki tarihlerden beri bilinmektedir. Sözü edilen tarihlerde Bozaniç,Sakarıılıca,Demirciler ve Alpagut birer (yaya) köyü olarak Karaoğlan (taycı) köyü olarak teşkilatlanmış olup, İlçemizin eski adı Gümeledir. Ertuğrul Gazi’nin Söğüt ‘de Osmanlı Devletinin temellerini atarken, özellikle kış aylarında Sakarya nehri boylarında askerlerini barındırdığı bilinmektedir.Yöre 1292 de Müslümanlığı seçerek Osman Gazi ile birlikte çok sayıda sefere katılan Harmankaya Tekfuru Köse Mihal’ e
kılıç hakkı olarak verilmiştir.Bu nedenle İlçemiz Mihalgazi adını halk arasında bilinen Abdullah Mihalgazi ‘ den almıştır. 1944 yılına kadar Söğüt’ e bağlı bir bucak iken, bu tarihten itibaren Eskişehir İline ,1958 yılında Sarıkayanın Sarıcakaya adıyla İlçe olmasından itibaren buraya bağlanmıştır. 1967 yılında Belediye Teşkilatı kurulmuş, 20.05.1990 tarih ve 3644 sayılı Kanunla İlçe olmuş ve 14.08.1991 tarihinden itibaren de fiilen İlçe teşkilatı göreve başlamıştır.
İlçenin ismi nereden gelmektedir. Köse-Mihal kimdir? Osmanlı Devletine büyük hizmetleri olan ve Mihallı akıncıları diye şöhret bulan Akıncıların Reisi Mihaloğullarının Ceddidir. Doğum tarihi bilinmeyen bu şahıs aslen rum’ dur. Rumca adı Mihael Kosses ve yaşadığı Harmankayanın Rumca adı Piriminos dur. Kendisi Bizans imparatorluğunun Türk hududu üzerinde bulunan Harmankaya mevkiinin beyi idi. Köse- Mihal’ in bulunduğu bu kale bazı kaynaklarda geçtiği gibi Uludağ’ ın eteğindeki Harmancık nahiyesi taraflarında olmayıp, Bilecik ve Söğüt’ ün doğusunda Sakarya nehrinin sağ yanında İnhisar ,Mihalgazi Nahiyelerinin arasında dağlık bir yerdir. Eski haritalarda Gölpazar ve Gölhisar denilen kaza dahilinde idi. (917- M..1511) Tarihli ve 116 numaralı tahrir defterinde Mihaloğullarının Malikhane sureti ile Harmankaya mıntıkasına sahip olduklarına yazar. Hatta Gazi Osman Bey’ in Köse – Mihal’ in teşviki ile Sakarya nehri boyundaki Taraklı, Göynük, Mudurnu taraflarına akın ederek dönüşte Harmankaya ya uğradıktan sonra Karacahisar’ a gelmiş olması da
Harmankapya mevkiinin Sakarya nehri civarında olduğunu göstermektedir. Köse- Mihal’ in ihtidasından önce isminin Mihail Kosses veya Michel Kaaze şeklinde olduğu ve Müslüman olduktan sonra Mihalgazi Abdullah diye anıldığı mufassal Osmanlı Tarihinde kaydedilmektedir. Danişment ise eserinde Köse – Mihal’ in Müslüman olduktan sonra Abdullah Mihal adını aldığını Osmanlı hizmetine girmesi hakkında da Miladi 1304,1308,1310,1314 ve hatta 1324 tarihlerine de rivayet ediyor. Osman Gazinin fetihlerinde bir çok mühim hizmetleri görülen bu zatın hüviyetinde bir takım karanlık noktalar vardır. Mesela Edirne’deki mezar kitabe göre 1435 tarihlerinde vefat ettiğini bu takdirde 1313 tarihinde Müslüman oluşundan tam yüzyirmiiki sene sonra vefat ettiğini yüz yıl Osmangazi devrinde rol oynamış birinin iki asır kadar yaşadıktan sonra ikinci Murat devrinde vefat etmiş olması mümkün değildir. Fakat Edirnedekinden başka Sakarya üzerinde bir Mihalgazi bulunduğundan bahsedilir. İşte bundan dolayı son tetkiklerden iki Mihalgazi olduğu veyahut bir Köse- Mihal bir
 Mihalgazi olduğu kanat getiriliyor. Mihaloğulları Osmanlı İmparatorluğu akıncı teşkilatında vafe almış sayılı ailelerden biridir. Menşei umumiyetle Osmangazi zamanında Harmankaya Hakimi olup sonradan Osmanlılara itaat edip İslamiyet’i kabul eden Köse – Mihal’ e bağlanır. İlk devirlere ait bilgilerin az olması veya mevcut olmaması sebebi ile Mihaloğulları ailesi en eski ceddinin Köse- Mihal bey veya Edirne’ de vefat eden 1436’ da vefat eden Gazi Mihal bey hakkında bir zaman asır tereddüt hasıl olmuş ve hatta bu ikisi aynı şahıs zannedilmiş ise de bugün son tetkiklerden ve araştırmaların ışığı altında Köse- Mihal’ in bu ailenin en eski ceddi , Edirne’ de yatan Gazi Mihal beyin ise onun torunu olduğu kabul olunmaktadır. 1326 da Bursa’ nın fethinden bir müddet sonra ölen Köse- Mihal beyin oğullarından hangisinin ilk Mihalla akıncı Kumandanı olduğu katiyetle söylenemez. Esasen evlatları hakkında bir ihtilaf mevcut ise de Birince Beyazıt devrine kadar yaşayan ve beklide Vize kalesini zapteden Mihaloğulları diye sadece ailesiyle zikredilen Aziz bey adındaki oğlunun kendisinden sondan irsen intikal sureti ile bunun oğlu Gazi Mihal bey ( Ölüm -1436) in ilk Mihallı akıncılar reisi sıfatı ile Rumeli fethine katıldığı bilinmektedir. Yine birinci Beyazıt’ ın 1390’ daki bir beraatının gösterdiğine göre Birince Kosova Muharebesinde ( 1389) yararlığı görülen ve Padişahın “ Al – Amir,
 il - Kabir. Mal – Kul Guzat vel – Mücahidin ” diye görüldüğü Gazi Ali bey adındaki diğer oğlu da herhalde Mihaloğulları ailesinin ilk akıncı kumandanlarından idi. Enverinin Şam’ dan geldiğini söylediği Mihal beyi Köse- Mihal olarak kabul etmek mümkün olursa bunun bir de Balta bey adında oğlu olduğunu ve onun da herhalde bu akıncı kumandanlarından olduğunu düşünmek icabeder ki Balta beyin oğlu İlyas’ ın Beyazıt Timur muhaberesinden Padişahın en yakın muhafızı olması ve bunun da oğlu Mahmut’ un İhtiman da yerleşmiş Mihallı akıncıları Kumandanı olması bu faraziyeyi kuvvetlendirecek mahiyettedir. Köse- Mihal’ in yaşadığı yer ve şahsiyeti Tarih kitaplarında ne kadar karıştırılmış olsa da gerçeği anlamak pek zor değildir. İl tarihçilerinden bazılarının yaptığı hatalar yeni araştırmalarla giderilmiştir. Artık Gazi Mihal ile Köse – Mihal’ in aynı şahıs olmadığı ve Gazi Mihal’ in Köse- Mihal’ in torunu olduğu , Mihaloğullarının ceddinin Köse- Mihal olduğu ve Şimdiki MİHALGAZİ İlçesinin yakınındaki Harmanköyde yaşadığı bilinmektedir. Osman Gazi İle Köse Mihal arasında dosthane ilişkiyi ve Köse- Mihal’ in Müslüman oluşunu kaynaklan çeşitle şekillerde vermişlerdir. Bu ilişkiyi Aşık Paşa Zade şu cümlelerle ifada ediyor. Harman Kaya Beyi Köse Mihal vardı, Osman Bey onunla gayet iyi arkadaşlık ederdi, hiç ber şey bu dostluklarına bozamadı.
Tarihçiler bu dostluğun başlangıcına dair çeşitli söylentiler naklederler. Bunlardan Oruç Bey Osman Gazinin Şeyh Edebalinin kızı ile evlendiğinin ertesi sabahı arkadaşları ile ava çıktığını belirtiyor ve şu ifadeyi naklediyor. Rum tarafından bir an bir toz belirdi tozun içinden bir süvari çıka geldi. Sonradan anladık ki Kostantinin önemli adamlarından kafir beylerinden imiş. Yanımıza gelip aranızda Osman adlı biri varmıdır? Dedi . Kelimeyi şahadet getirip şöyle devam etti,- ya Osman Gazi rüyamda sizin Peygamberiniz Muhammedi gördüm. Bana İslam telkin edip Kelimeyi Şahadeti Fatiha’ yı ve İhlas suresini bile öğretti ve bana dedi ki: Ya Abdullah kalk atına bin falan yerde bir gazi yiğit vardır. Adı Osman dır Hak yoluna gazaya niyet etmiştir ana var , tabi ol . Ona benim asıl adım Mihal’ dir . Hz. Peygamber benim adıma Abdullah koydu de ve ona Osman’la gazaya bel bağla hatta senin tüm neslinde Allah için savaşınlar alemde namlı kimselerden olsunlar da Hungurus vilayetine varıncaya kadar İslam sancağını çekip İslam dininin yüceltilmesi için uğraşınlar. Rüyamdan uyanınca İslam nurunu yüzümde gördüm , diyen Köse Mihal Osman Gazi önünde Kelime – i Şahadet getirdi ve Müslüman oldu. Şimdi zamanınızda Mihal oğulları kim varsa onun neslindendir.
 MİHALGAZİ( Gümele) Gümele’ nin Kuruluşu: Köse Mihal’ in Müslüman olmasından sonra 1292 yılında Osman Gazi ile beraber katıldıkları orta Sakarya ve Bolu seferinden sonra Osman Gazi tarafından Orta Sakarya bugünkü (Karaağaç’ dan başlayan ve Gümele ‘ nin doğu tarafından uzanan vadi) Köse Mihale kılıç hakkı olarak verilir. Seferin düzenlendiği sırada bu vadide hiçbir Türk köyü yoktur. Sadece Rum köyleri vardır. Bu köylerin alınmasından sonra Türkler hayvancılık için ideal olan yaylalara yerleşmeye başladılar. Yaylaların yaz için , vadinin de kış aylarında hayvanlar için ideal olması sebebiyle göçebe Türkler yazın yaylada , kışın vadide yaşamaya başladılar. Bugünkü Mihalgazi İlçesinin olduğu yere ilk Türk gümelerini kuran kayı Türkleri aynı zamanda orta Sakarya vadisinde ilk Türk köyünü de kurmuş oldular. Yayladan gümeye gidelim tabire zamanla “gümelere” gidelim şekline ve daha sonra da “ gümeleye” gidelim şekline dönüşmüş . Bu zamanla ilk TÜRK köyünün adının GÜMELE olmasına sebep olmuştur. Gümele’nin kuruluşu 1300 – 1350 yılları arasındadır.
Gümelenin Mihalgazi’ lik ünvanı alışı: Vadideki en eski yerleşim yeri olması sebebiyle en gelişmiş ve kalabalık olanı da şüphesiz Gümele idi. Gümele’nin kuruluşundan sonra civardaki Rum köyleri bir bir dağılmış ve yerlerini Türk köyleri almıştır. Kurtuluş savaşı başladığı ve Yunan askerlerinin Eskişehir’ e kadar geldikleri zaman Gümele’liler dillere destan olacak bir savunma örneği göstererek Yunan kuvvetlerini geri püskürtmüşlerdir. Yunan kuvvetleri , Sakarya nehrinin yanına kadar gelmelerine rağmen Gümele’lilerin savunmasına geçememişler ve geri çekilmek mecburiyetinde kalmışlardır.Kurtuluş savaşından sonra Mustafa Kemal Atatürk tarafından Gümele’ye ödül olarak nahiyelik verilmiş , ayrıca nahiyelikle birlikte “ MİHALGAZİ” lik ünvanı verilmiştir.
 (1925 ile 1928 yılları arası) Bugünkü Mihalgazi : Bugün Mihalgazi İlçesi Orta Sakarya’ nın en gelişmiş yerlerinden biridir. Halk geçim kaynağı olarak daha çok sebzecilikle uğraşır. Mihalgazi’ de bugün her çeşit sebze ve meyve yetişmektedir. Mihalgazi Koza Tarım Satış Kooperatifi Türkiye’nin en çok alım yapan üçüncü kooperatifidir. Burada yetişen sebzelerin meyvelerin kendine has bir lezzeti vardır. Kayısı, üzüm,ayva ve narı çok meşhurdur. Mihalgazi ‘ de deniz seviyesinin 170. metre olması sebebiyle Mikro- Klima diye adlandırılan bir iklim hüküm sürmektedir. Bu sebeple Mihalgazi ve orta Sakarya vadisi kara İklimlerin ortasında adeta tabii bir sera görünümdedir. Bu sayede her türlü sebze ve meyve üretimi yapılmaktadır.Seracılık faaliyetleri yoğun bir şekilde devam etmektedir ve gelişmektedir. Eskiden Mihalgazi’de Orta Sakaryanın tek pazarı kurulur. Pazarın kurulduğu Perşembe günü Mihalgazi çevreden gelen köylülerin akınına uğrayarak ufak bir şehir görünümüne bürünürdü. Hala bu gün de Mihalgazi’ de pazar perşembe günü kurulmaktadır. Mihalgazi'de Köse Mihal’ i anma günü düzenleme çalışmaları yapılmakta olup, gelecek yıllarda halk tarafından bu idealin gerçekleşmesi beklenmektedir
 MİHALGAZİ İLÇE KÖYLERİ VE BELDELERİ